İZMİR - ÇEŞME - ALAÇATI - BULGARİSTAN

Filed under , , , , , , , , , , , , , , by elmacik guzeli on 23.9.10

0

Bayram kahvaltısını yaptıktan sonra İzmir'e doğru yola çıktık. Aldığımız öneriler üzerine Manisa köftesi yemeye karar verdik ve yol üzerinde (aslında Ankara yolunda) Salihli'de gördüğümüz Değirmen Odun Köfte'de durduk. Köftesi tamamen koyun etinden yapılmış ve gerçekten çok lezzetli. Yolunuz düşerse mutlaka deneyin. (Değirmen Odun Köfte Yeşilyurt Mah. İzmir Uşak Yolu Salihli/Manisa (0236) 714 21 73)


Öğleden sonra İzmir'e vardık ve Alsancak Kordon Otel'e yerleştik. (Kordon otel 1377 sk No: 9, Alsancak, İzmir (232) 464 64 93) 

Temiz, nezih rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir otel, deniz manzarası olsun derseniz aynı grubun Pasaport'ta da oteli var.



Hemen otelin yakınlarında bulduğumuz Kahve Dünyası'nda oturup yol yorgunluğunu atmak için kahvelerimizi içiyoruz. Yol boyunca ön ve arka koltukta ayrı kalan kızım ve babası da bi taraftan hasret gideriyor.

 



Akşam, yine Alsancak'ta bulunan Peksimet Cafe'de yemek yemeye karar veriyoruz. Servis inanılmaz hızlıydı, genelde mi öyle yoksa bize mi denk geldi bilmiyorum, fakat siparişi vermemizle gelmesi nerdeyse bir oldu. Yemeklerin tadı ortalama düzeydeydi, fiyatları şişik değildi, hesap beklediğimiz gibi geldi.  


Bayramın ikinci günü Çeşme'de şöyle bir tur attık. Kumru'cu Şevki'de kumru yemeden oradan ayrıldığımız için sonradan pişman olduk, son gün İnciraltı Eyüp Cafe'de denedik. Ankara'da yapılan kumruya gerçekten benzemiyor, kumru şeklinde ve tadı simidi andıran ekmeği ve bol malzemesi var.

Damla sakızlı dondurmayı kaçırmadım yalnız :) (Rumeli,de de Veli Usta da denedim, çok bi fark göremedim)

Çok sıcak olduğu için serinlemek için şirin cafelerde mola verdik.

Bazılarımız yorgun düştü ve gölgede kestirdi :)


Birileri sürekli makarna mı yemiş ne?


Öğle saatlerinde, önündeki araç bolluğundan gözümüze kestirdiğimiz Sedir'de duruyoruz. Kahvaltı menüsü çok zengin, o saatlerde öğle yemeği yiyen sadece biz vardık sanırım. Yan masalar saatlerce süren kahvaltı keyfi yapan insanlarla doluydu. Daha önce yemediğim patlıcanlı gözleme denedim, gayet lezizdi. Yakında evde de denemesini yapacağim.


Çeşme'den sonra Alaçatı'ya geçiyoruz. Öğleden sonra boş olan sokaklar akşam saatlerinde inanılmaz bir kalabalıkla doldu. Alaçatı'yı çok beğendiğimiz için tatil (hatta emeklilik) planlarımızın arasında aldık.


Trafiğe kapalı Kemalpaşa caddesinde dolaşırken akşam yemeğini nerde yeriz diye de bakıyoruz bi taraftan. İyi ki de bakmışız, çünkü rezervasyon yapmasaydık bırakın düzgün bir yerde yemek yemeği aç bile kalabilirdik. İç bahçesine bayıldığımız Yaya Restaurant'a karar veriyoruz, yemek sonrasında dışarı çıktığımızda ne kadar doğru bir karar verdiğimizi de anlıyoruz. Biz sessiz sakin bir ortamda yemeklerimizi yerken dışarısı insan kaynıyormuş.


Aslında içeri girerken Hotiç grubuna bir mekan olduğunu bilmiyorduk ( ismini görünce Hotiç'in de Yaya koleksiyonu vardı diye düşünmüş olsam bile), sonrasında küçük bir araştırmayla öğrenmiş olduk. Yemekler de ortam da çok güzeldi, servis ise fena değil. (Kemalpaşa cad.No:86/A Alaçatı, ÇEŞME (232) 716 02 66)



Cumartesi günü İzmir'den dönük, hemen pazar günü de Bulgaristan'a doğru yola çıktık. Genel hatlarıyla Bulgaristan görüldüğü gibi yeşil, hatta yemyeşil bir yer. Eğlence ve gece hayatı son derece hareketli, yemekleri de gayet lezizdir. Dobriç'te (Varna'ya yaklaşık 40km) kaldığımız otelin adı İzida. 2009 yılında açılmış, hemen önünde tenis kortları ve spor sahaları var.Balkondan tenis turnuvaları izleyebiliyorsunuz. Gece odanız kortların ışıklarıyla aydınlanıyor. (Izida Park Hotel 'Sveti Georgi' City park 9300 Dobrich, Bulgaria tel/fax: +359 58 600 656)

 


 



Duru'yla gittiğimiz her seyahatimizde onun eğlenebileceği yerleri bulmak ilk görevimiz oluyor ( Almanya'ya gittiğimizde, otele yerleştikten hemen sonra, benim hasta olmama rağmen gittiğimiz ilk yer hayvanat bahçesi oldu örneğin), burda da çocuk eğlence yerlerine abone olduk hemen.

Comments Posted (0)

Related Posts with Thumbnails